Blogger tarafından desteklenmektedir.

Bağlantılar

İzleyiciler

10 Mart 2012 Cumartesi

Atatürk'ün Çizdiği Kelimeler

Can Dündar'ın Milliyet'teki köşesinde bugün "El yazısıyla 10. Yıl Nutku" başlığıyla yer alan yazısında 10. yıl Nutku'nun hikayesi yer aldı.



Yazı şöyle:



"Çankaya da Cumhurbaşkanlığı Köşkü belgeler arşivinde 7 beyaz sayfa... Üzerinde tanıdık bir el yazısı... Tanıdık sözcükler...

Bazı satırların üzeri çizilmiş, yenileri yazılmış.

Bu sayfaları tanıyorsunuz; defalarca gördünüz:

O gün, yani 29 Ekim 1933 günü, Cumhuriyet in 10. yıldönümü kutlanırken Ankara da, Hipodrom daki kürsüde konuşan liderin elindeydi o sayfalar...



Kutlamalar yaklaşırken yakınındakilere Onuncu yıldönümünde ne söyleyeceğiz? Düşünüp bir şeyler hazırlayalım demişti.

O günden itibaren herkes 10. yıl nutku üzerine düşünmeye koyuldu. Hikmet Bayur, emri alışlarının ikinci günü, Atatürkün uyandığı haberini alınca aklında bazı fikirlerle odasına gitti.

Ama ondan önce Atatürk söze girdi:

Gece çalıştım ve nutku yazdım dedi.

Bayur bu köe2ğıtları aldı, hemen okudu.

Temize çekilmemiş bir konuşma metniydi bu...

Atatürk, doğrudan milletine hitap ediyor ve geçen 15 yılın muhasebesini yaparken, ilerde yapacaklarının da ipuçlarını veriyordu.



TÜRKÜN BAŞINA BÜYÜK EKLEMİŞ

İlk sayfa Türk milleti hitabıyla başlıyordu.

İstiklöe2l Savaşı na başladığımızın 15 inci yılındayız cümlesinde İstiklöe2l in üzerini çizip Kurtuluş yapmıştı. Sonra höe2löe2 kulaklarımızda çınlayan o ünlü cümle geliyordu:

Bugün Cumhuriyetimizin onuncu yılını doldurduğu en büyük bayramdır. Kutlu olsun!

Cümlenin devamında Türk milletinin bir ferdi olarak bu büyük güne kavuşmanın derin sevinç ve heyecanı içindeyim diyordu.

Sonradan Türk milleti ifadesinin başına Büyük sıfatını eklemiş, cümle içindeki büyük günü ise kutlu gün şeklinde değiştirmişti.



MECBURİYET YETMEZ, AZİM GEREKİR

Devamı şöyleydi: Yurttaşlarım!

Az zamanda çok ve büyük işler yaptık...

Bu işlerin başındaki en büyük yapı, temeli...

Cümlenin burasında bir okla sayfanın başına gitmiş ve şunu eklemişti:

...Türk kahramanlığı ve yüksek Türk kültürü olan Türkiye Cumhuriyeti dir. Bundaki muvaffakiyeti, milletin bir ve beraber olarak azimköe2rane yürümesine borçluyuz.

Cümlenin 2. sayfadaki devamında şu ifade vardı: Fakat yaptıklarımızdan asla memnun ve mağrur olamayız.

Sonra bu cümleyi şöyle düzeltmişti:

Fakat yaptıklarımızı asla köe2fi göremeyiz. Çünkü daha çok ve daha büyük işler yapmak mecburiyeti karşısındayız.

Bu son cümleyi de mecburiyeti ve azmindeyiz diye düzeltmişti sonra...



MİLLİ KÜLTÜR VURGUSU

Yurdumuzu dünyanın en mamur ve en medeni memleketleri seviyesine çıkaracağımızı, milletimizi en geniş refah, vasıta ve kaynaklarına sahip kılacağımızı söyledikten sonra bir ek yapmış, çıtayı daha da yükseltmişti:

Milli kültürümüzü muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkaracağız.

Metin, 3. sayfada şöyle devam ediyordu:

Bunun için bizce zaman ölçüsü geçmiş asırların gevşek zihniyetine göre değil, asrımızın sürat ve hareket mefhumuna göre düşünülmelidir. Geçen zamana nispetle daha az zamanda daha çok çalışacağız, daha büyük işler başaracağız. Bunda muvaffak olacağımıza şüphem yoktur. Çünkü Türk milletinin karakteri yüksektir. Çünkü Türk milleti zekidir, zeköe2ya hürmet eder. Ve çünkü Türk milletinin yürütmekte olduğu terakki ve medeniyet yolunda elinde ve kafasında tuttuğu meşale ilimdir.



NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE

4. sayfadan bir başka paragraf:

Büyük Türk milleti...

Şimdiye kadar (üstünü çiziyor) on beş yıldan beri, beraber giriştiğimiz işlerde muvaffakiyet vaat eden çok sözlerimi işittiniz. Bahtiyarım ki bu sözlerimin hiçbirinde milletimin, senin itimatsızlığını... diye devam edecekken itimatsızlığını kelimesini çiziyor ve şöyle devam ediyor:

...hakkındaki itimadımı sarsacak bir isabetsizliğe uğramadım.

Bugün aynı iman ve katiyetle söylüyorum ki, milli ülküye sadık... ( sadıkın üzeri çizilmiş)tam bir bütünlükle yürümekte olan Türk milleti, az zamanda bütün medeni öe2leme büyük olduğunu ispat edecektir. ( ispat edecektir silinmiş bir kere daha tanıtacaktır diye yazılmış.)

Bu sayfanın sonunda Ne mutlu Türküm diyene cümlesi var. Ancak sonradan bu cümlenin üzeri çizilmiş, araya bir sayfa eklenmiş.



BENİ HATIRLAYINIZ!

Atatürkün 5/1 diye numaraladığı devam sayfasında çok ilginç bir bölüm var:

Asla şüphem yoktur ki, Türklüğün unutulmuş büyük medeni vasfı ve kabiliyeti bundan sonraki inkişafı ile atöd3nin yüksek medeniyet ufkundan yeni bir güneş gibi doğacaktır.

Bu söylediklerim hakikat olduğu gün, senden ve bütün medeni beşeriyetten dileğim şudur:

Beni hatırlayınız!

Sonradan bu son iki cümlenin yanına işaret koymuş ve üzerlerini çizmiş.

Daha büyük şerefler

Ve son sayfa: Türk milleti!

Ebediyete akıp giden her on senede bu büyük millet bayramını, daha büyük şerefler, saadetler, sulh ve ( sulh ve nin üzeri çizilmiş) huzur ve refah içinde kutlamanı gönülden dilerim.

Ne mutlu Türküm diyene!



O HAZİN CÜMLEYİ KALDIRMASINI RİCA ETTİM, SİLDİ!

Hikmet Bayur, Atatürk ten Anılar kitabında (Türk Tarih Kurumu Ankara, 1998) 10. yıl nutkunun ilk halini okuduğu günden şu anıyı aktarıyor:

Son sayfaya gelince durdu. Duygulandı.

Bu söylediklerim hakikat olduğu gün, senden ve bütün medeni beşeriyetten dileğim şudur: Beni hatırlayınız!

Bu sözler bana çok hazin gelmişti, adeta bir vedanöe2me hissi veriyordu.

Bütün milletin o güne onunla erişmeyi dilediğini ve düşündüğünü söyleyip bu cümleyi kaldırmasını rica ettim.

Cümlenin sonunda görülen işareti koydu, sonra müsveddeyi gören hemen herkes aynı şeyi tekrarlayınca cümleyi sildi.

0 yorum:

Yorum Gönder

Sayaç

Design by araba-cı | MoneyGenerator Blogger Template by GosuBlogger